7 Aralık 2008 Pazar

TERSTEN YAŞAMAK


Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel; hatta, mükemmel olurdu. Nasıl mı?Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev... Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz.Sağlığınız gittikçe düzeliyor. Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz Herkes karşınızda el pençe divan... Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade… Aman ne güzel günler başlıyor...Derken bir gün patron size artık ”Üniversiteye gitsen daha iyi olur” diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış, "Fazla çalıştın" diyor "Artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun..." Keyfe bakar mısınız? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık... Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "Evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar... Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor; sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırsız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş bir keyif ile hayatınız bitiyor....Nasıl ama; İŞTE YAŞAMAK. (Degişik bir bakış açısıyla degerlendirilmiş ;ölümden korkanlar için ideal bir bakış )Alıntıdır.

ÇİĞ KÖFTE ZAMANI









Malzemelerimiz :

250 gr. Çiğ köftelik kıyma (yağsız ve sinirsiz oluyor)
½ kg. Çiğköftelik esmer bulgur
2 çorba kaşığı Biber Salçası
1 orta boy Kuru Soğan (ince doğranmış ya da rondodan geçirilmiş)
1 tane Limon ( 4’e bölünmüş çekirdekleri çıkarılmış)
1 demet Taze Soğan
1 baş Sarımsak
1 demet Maydanoz
1 tatlı kaşığı Karabiber (tepeleme)
2 tatlı kaşığı Kırmızı Biber (tepeleme)
1 tatlı kaşığı Nane (silme)
1 çorba kaşığı Çiğköfte Baharatı (tepeleme)
Tuz (Biber salçanız çok tuzlu ise, biber salçasından sonra tuzunu ilave edin)
Biraz su

Şimdi gelelim yapılışına :

Önceden maydanozu, taze soğanı, kuru soğanı, sarımsağı güzelce incecik dogruyoruz.
Kıymayı, kuru soğanı, sarımsağı ve baharatların hepsini bir tepsiye koyarak yoğuruyoruz. Biber salçasını ilave edip, bir fincan kadar suyu ara ara vererek yoğurmaya devam ediyoruz. (Ben buraya kadar olan yoğurma işlemini rondonun kesen bıçağını çıkarmadan yaptım ve bundan sonrasını elle yoğurarak devam ettim)

Sonra yoğurduğumuz bu baharatlı, soğanlı, sarımsaklı, biber salçalı kıymamıza, bulgurumuzu ve 4’e böldüğümüz limonlarımızı ilave ediyoruz. Bir süre hiç su katmadan, kıymanın içindeki suyu bulgurlar çekene kadar yoğurma işlemine devam ediyoruz. Tuzunu ilave etmediyseniz, tadına bakarak koymayı unutmayın. Daha sonra ara ara el ile su serpmek sureti ile yaklaşık olarak 1 saat kadar yoğuruyoruz. Yoğurma işleminde eşinizden yardım alırsanız eğer, bu süre daha da kısalıyor =)

Köftemizin piştiğini anlamak için, arada bir ağzımıza bir parça alıp bakıyoruz. Eğer bulgur ağzımızda dağlıyorsa pişmiş demektir. Bulgur kıtır kıtır ağzımıza geliyor ise olmamıştır.

Pişmiş köftemizin içerisine incecik doğradığımız taze soğanı ve maydanozu ilave ederek biraz su serperek iyice karıştırıyoruz. Taze soğanlar ve maydanozlar köfteden ayrıymış gibi durmasın, heryere eşit karışsınlar, köfte ile bütünleşsinler(5 dakika kadar hafif olarak yoğurarak bütünleştirin)

Artık çiğköftemiz olmuş demektir =)
Servis tabağımızın içerisne bir kaç tane kıvırcık salata yaprağı koyduktan sonra, üzerine köftelerimizi elimiz ile sıkarak diziyoruz... Köfteleri elde sıkarken dikkat etmemiz gereken, normal köfte yapar gibi yuvarlamadan, tek elimiz ile alıp, hemen sıkarak tabağa dizmektir..

Afiyet Olsun...

Sevdikleriniz ile şükürlü ve bereketli sofralar...Ağız tadı ile sıhhatli ve bereketli günler .... Şimdiden bayramınızı kutlar sevdiklerinizle nice bayramlar geçirmenizi dilerim.Malum bayram denilince akla ilk gelen tatlı olur ama ben degişiklik olsun istedim acılı bir tarif koydum .(bu acılar hayatınızda olmasın her daim neşeli ve mutlu olunuz.)