14 Eylül 2008 Pazar

RAMAZANDA ÇOCUK OLMAK


Çocuk dünyanın her yerinde saflığın, masumiyetin ve şirinliğin sembolüdür. İster siyah olsun ister beyaz, ister Kızılderili olsun ister sarı benizli, çocuk hep sevimli ve sempatiktir. “Her çocuk İslâm fıtratı üzerine” doğduğundan, çocuklar Müslüman olarak dünyaya gelirler. Daha sonra anne ve babası tarafından inancı şekillendirilir.Rabbimize sonsuz şükürler olun ki bizler Müslüman bir anne ve babadan ve bir İslâm ülkesinden dünyaya gelmişiz. Doğduğumuz zaman bir kulağımıza ezan, bir kulağımıza kamet okunmuş.Yani Ezan-ı Muhammedî’ye doğuştan âşinayız. Annelerimizin söylediği ninniler, ilâhilerden ve dinî ezgilerden motifler taşıyordu. Gözümüzü açıp çevremize baktığımız zaman, sakalı nurlanmış dedelerimizi namaz kılarken, nur yüzlü ninelerimizi tesbih çekerken gördük.Çok küçük yaşlarda, Allah adı hafızalarımıza kazındı. Belki birçoğumuz konuşmaya başlarken ilk telâffuz ettiğimiz kelime, “Allah” olmuştur. Zamanla ailelerdeki dinî duyarlılık bir miktar azalmış ve İslâmî yaşantı eskisi kadar göze çarpmaz olmuş olsa da, yine de Müslüman anne babaya ve İslâm ülkesine sahip olmanın avantajları devam etmektedir.Cuma günlerinde, kandil gecelerinde, Ramazan aylarında ve dinî bayramlarda bunu daha iyi anlıyoruz. Bu mübarek gün ve gecelerde yapılan ibadetlere çocukların da iştirak etmesi, onları daha bir sevimli kılmaktadır.Biz de bu yazı dizisinde, içinde bulunduğumuz Ramazan ayının mânâ ve mahiyetine münasip olarak, çocukların bu aydaki sevimli hallerinden, sevinçlerinden, ibadetlerinden bahsedeceğiz.Masum yüzlerindeki ibadet sevinçlerini, temiz kalplerindeki iman pırıltılarını, küçük ruhlarındaki büyük asaletlerini görmeye ve anlamaya çalışacağız.Kimi gün kendi çocukluğumuza dönecek, tatlı hatıralarımızı yâd edecek, kimi gün bugünkü çocukların arasına katılıp onların Ramazan ve bayram sevinçlerini paylaşmaya çalışacağız.Bütün çocukların ve çocuk ruhlu büyüklerin Ramazanını tebrik ediyorum.

Hiç yorum yok: