25 Nisan 2008 Cuma

KÜÇÜK AYRINTILAR BÜYÜK MUTLULUKLAR



Eşim ve ben evliliğimizde,

*Her türlü sorunla beraber başa çıkacağımıza, sağlık, para ve diğer konulardaki sıkıntılarımızda birbirimizin yanında olacağımıza
*Açık ve net olacağımıza ve en zor durumlarda bile yalana başvurmayacağımıza,
*Çevrenin etkisiyle ilişkimizin zedelenmesine izin vermeyeceğimize,
*Birlikte zaman geçireceğimize, en yoğun zamanlarımızda bile birbirimize vakit ayırmaya çalışacağımıza,
*Ev işlerinde birbirimize yardımcı olacağımıza,
*Kazancımızı birlikte karar vereceğimiz bir düzenle harcayacağımıza
*Başarılarımızı teşvik edeceğimize, yanlış davranışlarda birbirimizi uyarıp birlikte iyi ve hayırlı işler yapacağımıza,
*Eksiklerimizi birlikte aşacağımıza ve ilişkimizi sağlamlaştırmak için çaba harcayacağımıza,
*Sorunlarımızı konuşarak çözeceğimize,
*Çocuk bakımında karşılıklı özveri ile en doğru yöntemlerle çocuğumuzu yetiştirmek için uğraşacağımıza,
*Metafizik gerilimin kaybedilmesi ile oluşacak boşlukların doldurulması konusunda birbirimize yardım edeceğimize,
*Çocuklarımızın duygusal, fiziksel, zihinsel ve manevi hayatlarının oluşmasında gerekli altyapıyı hazırlayacağımıza,
*Eve kalıcı veya geçiçi misafir kabul etmede, hayır duygularını ihmâl etmeden ve aile saadetimizi bozmayacak şekilde birbirimizin anlayış ve rızasıyla karar alacağımıza,

(Söz veriyoruz)ÖYKÜ HANE

KEŞKE


Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı…

Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, “keşke”, onun güzüne denk gelir.

Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç…

Mağlubiyetin takısıdır “keşke”...

Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.

Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, gözyumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.

Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte…
“Yolunu gözlemeseydim”, “öyle demeseydim”, “terk edip gitmeseydim”, “en güzel yıllarımı vermeseydim” diye diye sızlanır gider.
* * *
“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.

“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… Esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…

“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.

“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.

Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır.

Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.

Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.

O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...

“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.

Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.

“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.

“İyi ki” öyle mi ya…!

Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
* * *
“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke”lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kardasınız demektir.

Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara… Rüzgarlarla koştunuz ya…

“Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa…

Telafi için elinizi çabuk tutun.

Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin.

Etiketler: Can Dündar

KUL HAKKI


Dinle sana bir nasihat eyleyim.
Yetim hakkı yeme sana söyleyim.
Allah emrediyor bunu bilelim,
Kul hakkıyla gelme diyor arkadaş.

En büyük günahtır hakkın yanında.
Hiç faydası olmaz sana sonunda.
Kıymetin yok peygamberin yanında.
Kul hakkını sakın yeme arkadaş.

Kul kula sebebtir zararı yoktur.
Ben bir kötü kulum günahım çoktur.
Her yıl hacca gitsen faydası yoktur.
Ödeyemessin kul hakkını arkadaş.

Yetim hakkı kul hakkından ağırdır.
Haksızı haklının yanına çağırdır.
Cehennemde zebaniler sağırdır.
Kul hakkını sakın yeme arkadaş..

Yedin ise tez helallaş burada.
Yarın çok zor olur kardeş orada.
Geldi günlerimiz belki burada,
Onun için acele et arkadaş.

Adetimdir sabah erken kalkarım.
Hiç durmadan ben sılama bakarım.
Kul hakkı yedim ise elbet çekerim.
Allah bize yardım etsin arkadaş.

İlçem Emirdağı Aslanlı köyüm.
Afyondur ilim türkmendir soyum.
Doğruyu söylerim bu benim huyum,
Kul hakkını sakın yeme arkadaş.

Şimdi Modandayım beni sorarsan,
Tez bulursun hak sahibini ararsan.
Mahşer günü kul hakkıyla varırsan,
Orada yüzün kara olur arkadaş.

Muhiddin Gürbüzde doğruyu söyler.
Bu dünyada kalır yaptığın işler.
Bütün azaların şahitlik eyler,
Ne yaptıysan çekeceksin arkadaş.

(Muhiddin GÜRBÜZ)